Updated on Ağustos 5, 2015
Ege’den #İki
Evet kaldığımız yerden devam edecek olursak Milas’tan bahsettik. Küçük Ege gezime bir sonraki gün Söke (Aydın) -> Didim olarak devam ettim.
Söke de çok hoş bir açık hava avm’si yapılmış. Hemde rüzgar güllerinin tam karşısına. Mc Donal’s ve Burger King e gidenler yemeklerini yerken rüzgar güllerini izleyebilmekte buradan. Açık hava avm’si dedim ilgimi çektiğini söyledim. Çünkü bu tarz avm veya mall kavramı ülkemizde çok uzun zamandır yok. Yeni bir oluşum. Yurt dışı ziyaretimde gördüğüm hemen her avm açık hava şeklinde outlet olarak dizayn edilmişti. Türkiye’de buna benzer olarak ilk Mersin Forum’u gördüm ve beğenmiştim. Şimdi ise Söke’deki ismini unuttuğum Aydın-Muğla karayolu üzerindeki avm.
Kısa bir yemek molasının ardından fotoğraf çekmeden rüzgar güllerini bırakmak olmaz diye düşündüm 🙂 Söke’yi de geri bırakarak nüfusunun kayda değer bir kısmı göç ederek buraya yerleşmiş bir beldeye geldik. Didim. İşin aslı şimdiye kadar Didim’i Antalya civarında sanırdım. Aydın’ın ilçesi olduğunu duyduğumda şaşırdım. Yol üzerinde ikende uğramadan gitmek olmazdı tabi. Bunun için 25 km kadar yolumuzdan ayrıldık. Fakat bu yol gerçekten etkileyiciydi. Nedense bana hep Windows XP deki o yeşil ova fotoğrafımı hatırlattı. Birkaç kare çekerek yolumuza devam ettik. Didim’e vardığımızda yolları dar, sıkışık sahili dalgalı bir sahil ilçesi karşıladı bizi. Kumsalı yaz aylarında bakım yapıldığından temizmiş fakat kış aylarından dolayı biraz pisti.
Bu ilçenin nüfusunun 2.000’i civarında Malatyalı hemşerimizmiş. Bunu duymuştum daha önceden. Buradan tekrar hareket edecekken bir araç 44 plakamızı gördü ve durdu. Şaşırdım, neler oluyor demeye kalmadan adam bizimle konuştu. Ben “merhaba” yada “selamun aleyküm” diyerek başlar sanıyordum. Ama direk olaya girdi. “Ne geziyorsunuz buralarda ! “ Soru bana doğru sorulmadığından rahattım. Fakat daha sonrası hiçte rahat olduğum söylenemezdi.