Nemrut Turunda Üçüncü Gün

nemrut-3-623x340

Sabah erken kalkma gibi bir derdimiz yoktu ama yine de 8’i geçmedi saat. Gerek güneş gerek ortam sesleri ile dimdik ayaktaydık. Kahvaltılık bir şeyler yedik, öğlen vaktini beklemeye başladık. Öğlen olduğunda kimsesiz yaklaşık 35-40 çocuk Sodes kapsamında bizlerle buluştu ve onlara ağabeylik yaparak bisiklet sevgisini aşılamaya çalıştık. Öğle yemeği yendikten sonra çıkma vaktiydi, çünkü güneşin batışında nemrutta olmalıydık. Yaklaşık 1100 metre yükseklikten 850 metreye hoş bir iniş yaptık. Ben hep söylemişimdir ben inişlerin adamıyım diye bunu bir kez daha kanıtladım. İndikten sonra bizleri güzel bir şelale karşıladı. Sonrasında yol epey dikleşerek gidiyordu.

Çık çık bitmek bilmeyen yokuşlar aslına bakılırsa bir önceki günden çok daha enfes bir tat veriyordu. Aşağıya baktıkça yılan gibi kıvrılan yolları görmek, önü açık bir alana bakmak hoş bir his katıyor olsa gerek. Nemrut’a son bir dönemeç kalmıştı. Tüm alan ayağımızın altındaydı. Karşıda güneş hoşça selamlıyordu. Yoldaki dostlarımızdan Gezegen Cemal ağabeyimizin hoparlöründe antep’in hamamlarını duyunca dostum Volkan’la başladık oynamaya. Hani güzel oynadığımı da sanıyordum taa ki çekilen videoyu izleyene kadar. Hoşça eğlendik son dönemeçte. Artık Nemrut’u görebiliyorduk.

Zirveye çıktık, gerçekten sert bir rüzgar ve soğuk hava mevcuttu fakat güneş ısıtıyordu içimizi. Güneşin batışını izledikten sonra Tepehan’a dönüş yaptık. Ben ve dostum Volkan gibi yaklaşık 15 kişi bisikletlerini araçlara koymuş, ertesi gün tekrar çıkış yapmayacaktık.

Tepehan’a döndük ve yorgun argın yemek yedikten hemen sonra yığılıp kalmışım J

Bir cevap yazın